top of page

Yılbaşı Dileği

  • Writer: Seçil Erginler
    Seçil Erginler
  • Dec 19, 2019
  • 3 min read

Oturdukları apartmanın en alt katındaydı evleri. Hatta en alt katın da altı denebilirdi o küçücük, kapısından içeriye ışık ve havanın bile girmeye korktuğu dört duvara. Nil daha ilkokuldayken bakkaldan ekmek ve gazete alıp, sabah okula gitmeden beş katlı yirmi daireli apartmana dağıtmaya başlamıştı bile.


O evlerdeki yaşıtları daha sıcacık yataklarından yeni kalkıp annelerinin hazırladığı portakal sulu, kızarmış ekmek kokan sofralara oturmadan, ilk görevini yerine getirmiş, evde kardeşlerine önceki günden kalan bayat ekmeği azıcık ıslatıp tavada ısıtmış, varsa biraz peynir ve nadiren de iki üç zeytini yanına katık ettikleri kahvaltıyı hazırlamış olurdu. Evden erken çıkıp okula yürürken, apartmandaki yaşıtları da babalarının, bazen de şoförlerin kullandığı özel arabalarla yanından geçerlerdi. Onunla aynı sınıfta olan kızın mavi gözleri, sarı saçları vardı.


Annesi çoktan çocuklarına bakmak için gittiği o büyük evin yolunu tutmuş olurdu. ¨Niye bu kadar erken gidiyorsun anne?¨ diye sorduğunda beş yaşındaki kardeşi, annesi gözyaşlarını durdurmayı başarmış ama titreyen sesine engel olamayarak cevap vermişti: ¨Yardımcı olduğum kadın da çalışıyor kuzum, küçük bebek var evde. Annesi çıkmadan gidip evde olmam lazım ki yalnız kalmasın.¨


Görmüştü o çocuğun resmini, geçenlerde annesinin çantasında. Yıl başında, çam ağacının önünde çekilmiş bir fotoğrafının üzerinde birkaç anlamadığı kelime yazıyordu. ¨Eşe dosta, yeni yıl kutlaması için vermek üzere yapılmış bir kartmış.¨ demişti annesi. Resimden en çok çocuğun mavi gözleri, sarı saçları kalmıştı aklında Nil’in.


O akşam ablası eve biraz geç geldi. Yıl sonu yaklaştığı için iyice, tüm ofis mesaiye kalmışlardı. Geçen yıl liseyi bitirmiş, muhasebeci olan uzaktan bir akrabalarının ofisinde bir iş bulmuştu. Her gün üç otobüs değiştirip, annesininkinden de uzak bir yere gidiyordu. Bazı akşamlar, herkes uyuduktan sonra yastığına gömülüp ağlardı. Nil duyardı hep, birlikte yattıkları yer döşeğinde döner, sarılırdı ablasına.

O gece sarılsa da Nil’e dinmedi ablasının hıçkırıkları. Galiba bir çocuğu beğeniyordu ablası. ¨Başka bir kızla gördüm bugün onu iş çıkışında.¨ dediğini anlayabildi hıçkırıkları arasında. ¨Ofisin önünde bekliyordu. Bir ‘iyi akşamlar’ bile diyemeden, kız hemen atladı boynuna, tuttu elini. Öpüştüler hemen oracıkta. Zengin bir kız, giyiminden belli. Üstelik mavi gözleri, sarı saçları vardı.¨


Annesi hafta sonuna girerken elinde kocaman bir tavuk ve küçük, plastik bir harç arabası ile gelmişti. ¨Market kuponu verdiler bugün yılbaşı için. Otobüsten inince baktım çok kalabalık değil, daldım markete.¨ dedi. Nil’in kardeşi annesinin sesini duyunca koşarak çıkmıştı tuvaletten, bir yandan pantolonunu çekiştiriyor, bir yandan annesinin kucağına atlamak için paltosunu çıkartmasını bekliyordu. Yerdeki oyuncak paketini görünce bir çığlık attı. Karşılarındaki binayı yıktıklarından beri, apartmanlarının önündeki merdivenlerde inşaatı izliyordu. Harç arabalarının geliş gidiş saatlerini ezberlemişti. Artık evde de inşaatçılık oynayabilecekti.


O pazar sabahı Nil, apartmandaki dağıtım işini bitirip eve geldiğinde, annesi, ablası ve küçük kardeşi sofraya oturmuş, onu ve babasını bekliyorlardı kahvaltı için. Birazdan babası da kazana kömür atma işini bitirir gelirdi. Yılın son kahvaltısını yapacaklardı, akşam yemeğinde annesine çalıştığı evden yılbaşı için verdikleri market kuponları ile aldıkları tavuğu pişireceklerdi. Tavuğun yanına da tavuk suyuna pilav ve salata ekleyecek, küçük televizyonlarının önünde, yılın son günü yayınlanan eğlence programlarını seyredip yeni hayaller kuracaklardı. Bu akşamın hayali bile içini ısıtıyordu bu soğuk, karlı kış günlerinde.


Nil önceki yılbaşında, yeni yılda gerçekleşmesini istediği dileklerini hatırladı. Henüz hayatında bir değişiklik olmamıştı. Acaba çok imkansız şeyler mi düşlüyorum diye düşündü. ¨Abla senin geçen seneki dileklerin oldu mu?¨ diye sordu mutfakta marul, domates ve yeşil soğan yıkayan ablasının yanına giderek. Ablası ufak bir kahkaha attı. ¨Her gece bana sarılıp, teselli eden sensin. Sen söyle?¨ Tek dilek dilemeyi beceremeyen o değildi demek ki. Yalnız olmamanın verdiği güçle ¨Ben bu yıl ne için dua edeceğimi buldum. Sarı saç boyası ve mavi lens almak için para biriktirebilmeyi dileyeceğim.¨


Seçil Erginler

19 Aralık 2019, İstanbul



 
 
 

Kommentare


Post: Blog2 Post

©2020 by Seçil Erginler. Proudly created with Wix.com

bottom of page