top of page

İkinci Şans

  • Writer: Seçil Erginler
    Seçil Erginler
  • Jul 3, 2018
  • 2 min read

Master’ın ilk senesinde Istanbul’da bıraktığım sevgilimi nasıl özlediğimi hatırlıyorum. O zamanlar yok öyle FaceTime falan. Internet bile telefon hattından kablo ile bağlanılıyor ve haftada bir konuşuyoruz sevgilimle kilometrelerce uzaktan…  Bir konuşmamızda o kadar mutsuz geliyordu ki canımın sesi, bıkmış ayrılıktan, belli tepesi atmış başka şeyler de var canını sıkan ama bana anlatmıyor… Gelsen sen, her şey başka olacak deyiverdi… Önce kalbim sanki delice koşuyormuşum gibi hızlandı, çok heyecanlandım. Sevdiğimin bana ihtiyacı vardı, onun yanında olmalıydım. O an aşkımdan, sevdiğimden başka hiçbir şeyi gözüm görmüyordu, sevdiğini çok sık söylemediğinden, bu sözler bana çok daha anlamlı gelmişti. Birden bıraksam dedim bu master sevdasını, Amerika’dayım ama yalnızlık, onsuzluk çekilmiyor, çok fenayım zaten, bir sıkımlık canım kalmış gibi hissediyorum… hasret diz boyu, sadece sevgilimi değil herkesi özlemişim. Annem, babam, kardeşim hele burnumda tütüyor… Tamam dedim, bırakacağım okulu, orda bulur bir program devam ederim… geliyorum ben…


Ama tabii o kadar da kolay değil bu işler, bu kararı almak o anda telefonda söyleniverildiği kadar basit değil… Oturup düşünmeye başladım sonra, kafamda kurdum senaryolarımı… Gidince ne olacaktı? Nasıl bir hayat kuracaktım? Neden döndüm sorusunun cevabı beni gerçekten de tatmin edecek miydi?  Babamın “benim kızım başladığı hiçbir işi yarım bırakmaz” deyişini anımsadım burkularak. Ve gerçekler dünyasına giriverdim, sıyrılıp hayallerden. Ve aradım sevdiğimi, “yapamayacağım, dönersem kendimi affedemeyeceğim, sen de o beni hiç sevmeyeceksin inan… Gel sabretmeye, gittiği yere kadar bu ilişkiye emek vermeye devam edelim” dedim….


Aradan gecen 10 yılda hayat bizi sevdiğimle farklı yönlere sürükledi. Tabii ki o kadar uzun mesafeden ve haftada bir yirmi dakikalık telefon görüşmelerine dayanamadı ilişkimiz. O kendi çevresinde, kendini işine verip evlenmeyi seçerken, ben de okulumu bitirip, iyi bir işe girdim. Verdiğim karardan işim ve geleceğim açısından pişmanlık duymadım hiç. Ama onu hala özlüyordum. Onun yanındaki beni de. Çok seçici davranıp, hayal kırıklıklarından korkarak ve çekinerek karar verdiğimden olsa gerek uzun soluklu ilişkilere giremedim, kendimi hiç bırakamadım… Sonra da Amerika’daki yalnız hayata ve de hasretliğe dayanamayarak döndüm İstanbul’a.

“İnanmıyorum!! Hiç değişmemişsin! Ne arıyorsun buralarda?” dedi bir ses kitapçıda, beni bir kitabın son sözünü okurken zıplatarak. Ses hiç de yabancı değildi. Aradan o kadar zaman geçmişti, hiç görüşmemiştik ayrıldığımızdan bu yana… O olabilir miydi gerçekten de? Kafamı bu hayalin bozulmamasını dileyerek yavaşça çevirdim ve ‘O’ duruyordu karşımda gülümseyerek. O da hiç değişmemişti… Ondan sonraki iki hafta, nerdeyse her akşam iş çıkışı görüşerek veya Face Time'da, What's App'da saatlerce sohbet ederek, adeta aradan geçen zamanı telafi etme telaşı ile geçti. 


“Severek evlendim, Aşık olduğumu sanmıştım. Ama biraz zaman geçip, ufak tefek sürtüşmeler başladığında, farkettim ki aradığım şey yoktu bu ilişkide ve sürdürürsem ikimiz de çok yıpranacaktık. Anlaşarak ayrıldık.” dedi. Acaba beni mi aramıştı ilişkilerinde diye geçirmeden edemedim içimden, ama soramadım da. Yeniden karşılaşmamızın büyüsünü bozmaktan, bir rüya ise bu uyanmaktan çok korkuyordum.  “Benim de birkaç ilişkim oldu” dedim. “Yanında kendim olabileceğim biri çıkmadı karşıma. Bir iki ay sonra ilişkide kendimi çekmeye başlıyordum ve bir süre sonra denemekten de vazgeçtim” Ayrılık pahasına “başladığım işi bitimeliyim, yoksa ben ben olamam” diyebileceğim, ve bunu anlayıp her türlü sonucuna rağmen kabul edebilecek birisini, onu aramıştım bugüne kadar herkezde.

Şimdi yıllar sonra hayat bizi tekrar bir araya getirmiş ve yarıda kalan ilişkimiz için bize bir şans daha vermişti…. Sanırım ikimiz de bunun farkındaydık.


Seçil Erginler

Temmuz 2018



 
 
 

Comments


Post: Blog2 Post

©2020 by Seçil Erginler. Proudly created with Wix.com

bottom of page